Sessiz Tehlike Hepatit B: Taşıyıcıyım Diye Rahat Olmayın!
Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Doç. Dr. Kadri Atay, hepatit B’nin sinsi ilerlediğini belirterek uyardı: “Taşıyıcı olanlar da her yıl mutlaka kontrole gitmeli; aksi halde siroz ve karaciğer kanseri riskiyle karşı karşıya kalabilirler.”
Güneydoğu’da Görülme Sıklığı Daha Yüksek
Doç. Dr. Atay, hepatit B virüsünün karaciğerde iltihaplanmaya neden olan, ciddi sonuçlar doğurabilen bir hastalık olduğunu belirtti. Türkiye genelinde hepatit B taşıyıcılığı ortalama yüzde 3-4 seviyesindeyken, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde bu oranın yüzde 10’lara kadar çıktığını söyledi. Bu durumun bölge için hepatit B’nin hâlâ ciddi bir halk sağlığı problemi olduğuna işaret ettiğini kaydetti.
Bulaşma Yolları: Kan, Vücut Sıvıları ve Ortak Eşyalar
Hepatit B’nin en sık bulaşma yollarını da açıklayan Atay, virüsün kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını, doğum sırasında anneden bebeğe geçebildiğini, ayrıca tıraş bıçağı, diş fırçası ve tırnak makası gibi ortak kullanılan kişisel eşyalarla da yayılabildiğini ifade etti.
“Bebeklikte Alınırsa Kronikleşme Riski Yüksek”
Virüsün erişkinlerde çoğunlukla bağışıklık sistemi tarafından yenildiğini, ancak bebeklik veya çocukluk döneminde bulaşırsa bağışıklığın zayıf olması nedeniyle kronikleşme ihtimalinin yüzde 90’a kadar çıktığını söyledi. Bu kronikleşmenin ise yıllar içinde karaciğer sirozu veya kanserine yol açabileceği uyarısında bulundu.
En Güçlü Koruma: Aşı
Korunmada en etkili yöntemin aşı olduğunu vurgulayan Atay, Türkiye’de yeni doğanlara uygulanan aşılama programı sayesinde hastalığın yaygınlığının giderek azaldığını belirtti. Ayrıca sağlık çalışanları, diyaliz hastaları ve sık kan alan bireyler gibi risk grubundakilerin de mutlaka aşılanması gerektiğini söyledi.
Sarılmakla, Aynı Yemekten Yemekle Bulaşmaz
Toplumda hepatit B’nin bulaşma yolları konusunda pek çok yanlış bilgi olduğunu belirten Atay, hastalığın sarılmakla, tokalaşmakla, öpmekle ya da aynı tabaktan yemekle bulaşmadığını vurguladı. Bu yanlış bilgilerin hastalara yönelik sosyal dışlanmalara yol açtığını da ekledi.
“Taşıyıcıyım” Demek Yeterli Değil, Mutlaka Takip Gerekir
Doç. Dr. Atay, özellikle “taşıyıcı” olduklarını bilen bireylerin sağlık kontrollerini ihmal ettiğine dikkat çekti. Taşıyıcılık döneminde hastalık sessiz ilerleyebildiği için ciddi bir risk oluşturduğunu belirten Atay, şu uyarılarda bulundu:
“Taşıyıcı olan bireyler genellikle şikâyetleri olmadığı için kontrole gelmiyor. Ancak virüs her an aktifleşebilir. Taşıyıcılar da yılda en az bir kez kontrole gitmeli; karaciğer enzimleri, hepatit B düzeyleri ve ultrason taramaları yapılmalı. Çünkü bazı hastalar bize doğrudan siroz ya da karaciğer kanseri tablosuyla geliyor. Bu aşamaya gelmemek için düzenli takip şart.”


















0 Yorum