Devlet Denetimi Zayıflarsa Ne Olur? Nusaybin’den Çarpıcı Örneklerle Toplumsal Güven Sorunları
Kanunların uygulanmasında gevşeklik gösterilir, bazı kişi ya da kurumlara göz yumulursa halkla yönetim arasındaki güven duvarı çatlar. Nusaybin’de bizzat şahit olduğum sorunlar üzerinden, bu yazıda hem yaşanan aksaklıklara dikkat çekiyor hem de çözüm önerilerimi paylaşıyorum. Çünkü biliyorum ki çözülmeyen her sorun, hem halkı mağdur ediyor hem de devlete olan güveni sarsıyor.

Muzaffer Hocaoğlu İlkokulu Yanındaki Minibüs Durakları: Sessiz Bir Tehlike
Muzaffer Hocaoğlu İlkokulu’nun yakınında bulunan Kızıltepe, Mardin, Midyat, Batman, Diyarbakır minibüs durakları… Ben söyleyene kadar kimsenin aklına bir tehlike oldukları ya da oluşturacakları gelmemiştir belki de. Ancak bu durakların bir ilkokulun yanında olması son derece yanlıştır ve çocuklarımızın hayatıyla ilgili tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir.
Bu duraklar yüzünden çocuklarımız ezilme tehlikesi geçirebilmekte, kaçırılma veya tacize uğrama riski ile karşı karşıya kalabiliyor. 2016’da bu durakların burada olmaması gerektiğini BİMER’e yazdığım bir dilekçeyle dile getirmiştim. O tarihi müteakiben Muzaffer Hocaoğlu İlkokulu’nda okuyan bir çocuğumuz, buradaki minibüslerden birinin ezmesi sonucu hayatını kaybetti. Yine bu bölgede bir taciz olayı yaşandı. Tacizde bulunan şüpheli, bu durakların kendisine sağladığı avantajdan faydalanarak izini kaybettirdi. Tacizci muhtemeldir ki Diyarbakır minibüslerine binerek bölgeden uzaklaştı.
Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin bir an önce ilçe ve köy minibüslerinin durağını ilçe dışına taşıması gerekmektedir. İlçe dışına taşınamasa bile en azından bu tarz duraklar okul bölgelerinden uzak tutulmalıdır.
Şehir Merkezi Tır Parkı Olmamalı
Nusaybin şehir merkezinin adeta bir tır parkına dönmüş olması: Büyük ve uzun araçların kör noktaları çoktur. Birbirimize karşı en az sabır gösterdiğimiz alanlardan biri olan trafikteki keşmekeşi de düşündüğümüzde, bu araç şoförlerinin hata yapma olasılığı artmaktadır.
Söz konusu araçların yayaların yoğun olduğu bölgelere girmesi sonucunda yaşadığımız kayıplar, Nusaybin’in hafızasında acı bir yer edinmiştir. İnsanların pazar alışverişinden döndüğü bir saatte ilçe merkezine giren bir tır, bir kadını ezdi. Ayrıca ağır tonajlı tırlar, şehrin altyapısına büyük zarar vermektedir. Nusaybin’in her tarafında çökmüş yollar ve patlamış su şebekeleri ile karşılaşıyoruz.
Nusaybin Belediyesi, tırlar için bir park alanı belirlemeli ve bu alan dışına park eden tırlara hem polis hem de zabıta ceza kesmelidir. Ayrıca merkeze giren ağır tonajlı tırlar altyapıya zarar verdiğinden, MARSU bu tır sahiplerine tazminat davası açmalıdır.
Düğünlerde Havaya Ateş Açmak: Eğlence mi, Tehlike mi?
Düğünlerde – son dönemlerde azalmış olsa da – havaya ateş edilmesi: Bölge insanı olarak güzel bir şekilde eğlenebilmeyi bir türlü beceremedik. Kendi eğlencemizi yaşarken, bizim dışımızdaki insanımızın da bir hayatının olduğunu ve buna saygılı olmamız gerektiğini öğrenemedik.
Özgürlük algımız sadece bizimle sınırlı; bizim özgürlüğümüzün, başka insanımızın cehennemi olduğunu bir türlü göremedik.
Gece yarılarından sonra düğün konvoylarının korna çalarak ilerlemesi halkı son derece rahatsız etmektedir. Düğün salonlarının yakınında bulunan yüksek apartmanlara aldırış etmeden havaya ateş edilmesi, insanımızın hayatını tehlikeye sokmaktadır.
Özellikle bazı düğün sahipleri bu konuda o kadar pervasızlar ki şikâyet üzerine gelip uyarıda bulunan polis ekibi gittikten 15–20 dakika sonra, adeta bölge sakinlerine meydan okurcasına yeniden havaya ateş edebiliyorlar.
Denetime gelen polisler, düğün salonunun güvenlik kameralarından havaya ateş edenleri tespit etmelidirler. O düğünde havaya ateş edilmişse hem düğün salonu sahiplerine hem de düğün sahiplerine ceza kesmelidirler. Düğün salonları, uyarı ve cezalara rağmen havaya ateş edilmesine engel olmuyorlarsa, belediye tarafından bu düğün salonlarına geçici kapatma cezaları verilmelidir.
Işık İhlali Yapan Tırlar: Cinayete Davetiye
İpekyolu’nda bulunan kırmızı ışıklarda tırların büyük bölümünün durmaması: Şehrin büyümesiyle birlikte İpekyolu, şehrin içinde kalmıştır. Uluslararası taşımacılığın olduğu bu yolu, yüksek tonajlı araçlar sıklıkla kullanmaktadır.
Ancak yüksek olmalarından dolayı, kendi canlarına bir zarar gelmeyeceğinin rahatlığıyla bu araç sahipleri kırmızı ışıkta durmayarak diğer sürücülerin hayatları için tehlike oluşturmaktadır.
Sürücülerin kırmızı ışıkta durduğu bazı zamanlar, arkanızdan en az 80 km hızla bir tır korna çalarak gelebiliyor. Işık ihlali yapıp sağa sola kaçamamanız durumunda muhtemeldir ki orada ezilirsiniz. Ya da size yeşil ışık yanmış, ayağınızı frenden kaldırıp tam geçeceğiniz vakit önünüzden bir tır jet hızıyla geçebiliyor. Fark edip ani fren yapamamanız durumunda yine ezilme tehlikesi geçirebiliyorsunuz.
112’yi aradığınızda söz konusu tırların plakaları isteniyor; plakayı bilmiyorsanız gidip savcılığa dilekçe vermeniz gerekiyor. O an canınızın derdine düşmüşsünüzdür, plakayı almak aklınıza bile gelmez. Öyle bir anda plakayı alma imkânınız da yoktur.
Her yerin kameralarla donatıldığı bir zamanda, böylelerini ihbara bile gerek kalmadan tespit edip ceza yazmak mümkündür. Tespit edilen kişilerin cezalandırılması bu davranışı bir daha tekrar etmeyecekleri anlamına gelir. Gezici radarların bu alanlarda bulundurulması da caydırıcılık açısından faydalı olabilir.
Bu önlemlerin alınması için illa insanımızın canının mı gitmesi lazım?
Cumhuriyet Caddesi’nde Hız ve Takip Mesafesi Sorunu
Cumhuriyet Caddesi – Mardin Yolu Caddesi – hız sınırına uymayarak diğer araç sürücülerinin takip mesafesini sıfıra indirmek suretiyle sıkıştıran bilinçsiz araç sürücüleri…
Şehir içi olması ve yayaların da aktif olarak kullandığı bir yol olması hasebiyle, bu yolda yavaş gidilmesi önem arz etmektedir. Ancak çoğu konuda olduğu gibi bu konuda da hayatı kendinden ibaret sayan bilinçsiz sürücülerin yapmış oldukları ihlaller hem araç sürücülerinin hem de yayaların hayatını tehlikeye sokmaktadır.
Böyle bir yolda azami hız sınırının saatte 50 km olması, hatta yol üstünde bir okul olduğunda bu sınırın 30 km’ye düşmesi gerekir. Siz bu yolda azami hız sınırına riayet ederek giderken mutlaka bir araç, mesafeyi sıfıra indirmiş bir şekilde korna çalarak önünüzden çekilmenizi ister. Kurallara uymanın cezası bu, der gibi tehditkâr bakışlarla yanınızdan hızla geçip gider.
Kurallara da uymak suç olur muymuş? Karşı taraf vurdumduymaz ve cahil olunca maalesef oluyormuş.
Tedbir olarak İpekyolu’na ve Cumhuriyet Caddesi – Mardin Yolu Caddesi’ne bir an önce EDS sistemi kurulmalıdır. Kanaatimce EDS sistemi bu sorunları büyük oranda çözecektir.
Denetim Güveni Artırır
Bunlar benim gördüğüm ve çözümü için çaba sarf ettiğim sorunlar. Eminim herkesin gördüğü sorunlar vardır. Elbirliği ile bu sorunları şimdi çözmeye çalışmazsak bu sorunlar büyür ve tüm insanları rahatsız eden bir belaya dönüşür.
Bir toplumda kanunsuzluk yaygınlaştığında, o toplumda bireylerin kendilerini ve ailelerini korumak için aldığı bireysel önlemler işe yaramaz.
Devlet kurumları bazen resen bazen de halkın talepleri doğrultusunda harekete geçer. Her ne sebeple olursa olsun; son dönemlerde Nusaybin İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün ana caddelerde, ara sokaklarda, düğün salonlarının yakınlarında yaptıkları denetimlerden son derece memnunuz.
Bu tarz uygulamalar halkın kendini daha güvende hissetmesini ve devlet kurumlarına olan güvenin artmasını sağlıyor. Umarım bu ve benzeri denetimleri her kurum, her alanda ve her tarafta yapar.
Yukarıda dile getirdiğimiz sorunlara getirilecek çözüm önerileriyle birlikte, insanlara yaşadığı toplumda denetimsizliğin, kanunsuzluğun ve kargaşanın olduğu izlemini veren tüm sorunlar çözülecektir.
Sistem böyle kalıp (maalesef herkeste mevcut sistemin daha çok suçluları korumakta ve olaylara mağdurların değil de suçluların gözünden bakmakta olduğundan şikayetçi), saydığımız bu sıkıntılara çözüm bulamazsa hırsızlar, katiller, dolandırıcılar, toplumsal ahlakı ifsat edenler cüretkâr olacak; haklılar mağdur ve çekingen kalacaktır.
Ancak biz inanan insanlar olarak şunu biliriz: Birilerinin görmezden geldiği bu sıkıntılar, bizim bireysel sorumluluğumuzu ortadan kaldırmaz.
Kur’an-ı Kerim’in bizlere bireysel sorumluluğumuzu hatırlattığı şu ayetle yazımıza son verelim:
“İçinizden sadece, zulmedenlerin, haksızlık edenlerin, günahkârların, âsilerin başına gelmekle kalmayacak olan sıkıntı ve belâlardan Allah’a sığınıp emirlerine yapışarak günahlardan arınıp toplumsal sorumluluğunuzun gereğini yerine getirerek azaptan korunun.”
(Enfâl / 25)
10 Yorum
Mervan
17.05.2025 22:27:35
Yazar kronikleşmiş sorunları mükemmel bir şekilde kaleme almış ilgili kurum kuruluşların dikkate almaları dileğiyle
Yusuf demir
17.05.2025 13:53:00
Elerinize saglık hocam İnşallah gereken yapılır
Mehmet Çetintaş
15.05.2025 21:08:50
Emeğine kalemine sağlık mesut hocam çok güzel bir yazı olmuş teşekkür ederim
Idris Harran
15.05.2025 13:45:41
Elinize saglik umarim gerekenler yapilir.
Serdar Aslan
15.05.2025 09:29:19
Çok değerli tespitler, emeğinize sağlık Hocam????
Suna barış
15.05.2025 08:47:02
Sorumluların bir an önce buna el atması lazım. İnsan canı bu kadar değersiz olmamalı.
yakup yakup
14.05.2025 20:12:15
Hocam ben sıvda geçir yaw
Aydın Ablay
14.05.2025 18:39:07
Elinize sağlık
Baran karaca
14.05.2025 18:22:18
Ellerinize sağlık değerli hocam sizin gibi değerli hocalarımıza ihtiyacımız var
Apo Mero
14.05.2025 17:15:02
Elinize sağlık Mesut hocam