Herkese Aynı Gözle Bakmak: İnsan Olmanın Gerçek Ölçüsü
İnsanları statüsüne ya da görünüşüne göre değil, yüreğine ve davranışlarına göre değerlendirebilmek büyük bir erdemdir. Ayrım yapmadan herkese aynı gözle bakabilmek, hem bireysel vicdanı hem de toplumsal adaleti güçlendirir. Bu yazıda, insan olmanın temelinde yatan eşitlik anlayışını küçük bir çocuğun büyük dersinden yola çıkarak ele alıyoruz.

Herkese Aynı Bakmak Ne Demektir?
Değerli okurlarım, insanlar farklıdır; tenleri, dilleri, inançları, düşünceleri… Ama içlerinde taşıdıkları en temel şey aynıdır: İnsanlık.
Herkese aynı bakmak, işte bu ortak insanlık paydasını görebilmektir. Birini görünüşüne, maddi durumuna, makamına, mevkisine, karizmasına ve statüsüne göre değil; yüreğine, niyetine ve davranışlarına göre değerlendirmektir.
Ayrım yapmadan bakabilmek bir erdemdir. Herkesin bir hikâyesi olduğunu, kimsenin görünenden ibaret olmadığını kabul etmektir. Birini yüceltmeden ya da küçümsemeden, sadece insan olduğu için saygı duymaktır.
Eşitlikten Doğan Adalet ve Toplumsal Güven
Bu bakış açısı, adaleti doğurur. Güvenin temelini oluşturur. Toplumu bir arada tutan görünmez iptir belki de. Çünkü herkese aynı bakan gözlerde kibir yoktur, önyargı yoktur; sadece anlayış ve merhamet vardır.
Dünya daha yaşanabilir bir yer olsun istiyorsak, herkese aynı gözle — ama sevgiyle, ama adaletle — bakmayı öğrenmeliyiz. Farklılıklar zenginliğimizdir; ama eşitlik, insan olmanın temelidir.
“Ben Hep Aynı Boyarım” – Küçük Bir Çocuktan Büyük Bir Ders
Geçenlerde kitapları karıştırırken bu konu ile ilgili olarak Özdemir Asaf’ın bu hayat dolu hikâyesi gözüme ilişti, onu siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim:
Genç Kaymakam, yeni atandığı ilçeye bakmaya gitti. İlçeyi kendi başına gezdikten sonra, ara sokakta gördüğü bir çay ocağında oturdu. 12-13 yaşlarında bir çocuk, “Amca boyayayım mı?” dedi.
Ayakkabısı boyalı olmasına rağmen, çocuğu kırmamak için, “Tamam, gel boya” dedi.
Bu arada, “İyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm” deyince çocuk:
— “Ben hep aynı boyarım.” dedi.
Kaymakam, “Nasıl yani?” deyince:
— “Öğretmenimiz; ‘Çocuklar, ne iş yaparsanız yapın ama herkese aynı yapın. Ayrım yapmayın’ diye tembih etti. Ben de bu parayla hasta anneme ilaç alacağım. Sana ayrım yaparsam, o ilacın annemin hastalığına şifası olmaz.”
Kaymakam, hayatının en iyi dersini almıştı. Ağlamamak için kendini zor tuttu. Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken, bir de kartını verdi. Babası olmayan, hem okuyan hem de hasta annesine bakan bu çocuğa ilgilenme sözü verdi.
O dürüstlüğü aşılayan öğretmenini de ziyaret ederek ilçede görev yaptığı sürece ilgi gösterdi.
Boyacı çocuktan duyduğu “BİZDE HERKES AYNI OLUR” cümlesini unutmamak için, makamındaki isimliğin arkasına yazdırdı.
Bazen uygulamakta zorlansa da bu ilkeye sadık kalmaya çalıştı.
Köşenin Sözü:
“Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına kalman iyidir.”
— Mahatma Gandhi
Abdulbaki Akbal
S.M. Mali Müşavir – B. Denetçi
0 Yorum