Tarihi Zenginlik, Dijital Yoksunluk

Binlerce yıllık geçmişiyle Mor Yakup Kilisesi, Zeynel Abidin Camii ve Türbesi, Cinler Tepesi, Mar Evgin ve Mor Augin Manastırları gibi dünya çapında tanınan değerleri bünyesinde barındıran Nusaybin, aslında tarihiyle birçok medeniyetin izlerini taşıyan eşsiz bir kenttir. Devlet destekleri, STK girişimleri, iş insanlarının yatırımları ve halkın çabalarıyla ilçede son yıllarda büyük bir değişim yaşanmaktadır.

Algı Gerçeği Gölgede Bırakıyor

Ne var ki, bu gelişim süreci dijital dünyada hak ettiği yeri bulamamaktadır. Bugün bir kişi herhangi bir arama motorunda “Nusaybin” kelimesini yazdığında karşısına çıkan sonuçlar hâlâ geçmişin karanlık gölgelerini yansıtmaktadır: çatışma haberleri, kavga ve sokak olayları...

Oysa bu görüntüler artık Nusaybin’i yansıtmıyor. İlçemiz, modern yapıları, güvenli konaklama alanları, mesire ve kamp yerleri, sosyal tesisleriyle yeni bir kimliğe bürünmüş durumda. Bu mevcut alanlar tanıtılmalı, sosyal medyada görünür hale getirilmelidir. Aynı zamanda bu tür yerlerin sayısı artırılmalı; daha fazla konaklama tesisi, sosyal yaşam alanı ve turistik merkezlerle Nusaybin’in gerçek kimliği pekiştirilmelidir.

Yetkili Makamlar Sosyal Medyayı Stratejik Kullanmalı

Bu noktada, özellikle yerel yönetimlerin ve ilgili kurumların sosyal medya alanına stratejik yaklaşması şarttır. Arama motorlarının dilinden anlayan, dijital algı yönetiminde liyakat sahibi kişi, kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılmalı, istişare mekanizmaları etkinleştirilmelidir. Basın ve medya aracılığıyla halk bu konuda bilgilendirilmeli, toplumun dijital içerik üretiminde daha aktif rol alması sağlanmalıdır.

İlçemize turizmi kazandırmanın yolu, yalnızca tarihi yapıların reklamını yapmak değil; bu yapıların, güvenli konaklama ve modern yaşam alanlarına sahip bir ilçede bulunduğunu güçlü biçimde vurgulamaktan geçmektedir. Turistler için sadece tarihi değil, aynı zamanda konforlu, huzurlu ve sosyal olanaklarla çevrili bir destinasyon oluşturduğumuzu dijital dünyada anlatabilmeliyiz.

Ancak unutulmamalıdır ki, arama motorlarında Nusaybin hakkındaki olumsuz imaj temizlenmeden; konforlu, huzurlu ve sosyal olanaklarla çevrili bir destinasyon oluşturduğunuzu dünyaya anlatamazsınız.
Algı, içeriğin önündedir; önce algıyı düzeltmek, sonra içeriği tanıtmak gerekir.

Aksi takdirde, 193 ülke tarafından zaten bilinen Mor Yakup’u yeniden tanıtmaya çalışmak beyhude bir çaba olacaktır.

Dijital Güç: Halkın Elinde

Nusaybin’in bugünkü yüzünü dünya ile paylaşmak, sadece resmi kurumların değil, tüm vatandaşların sorumluluğundadır. Aile gezilerinden, yeni açılan bir kafeye kadar; bir parkta geçirilen güzel bir gün, bir düğün ya da taziyede sergilenen dayanışma bile, sosyal medya üzerinden paylaşıldığında ilçemizin dijital kimliğine olumlu katkı sağlar.

Paylaşılan her güzellik, internet algoritmalarına bir sinyal gönderir. Bu sinyaller arttıkça, Nusaybin hakkındaki olumsuz imaj da silinmeye başlar.

Sorun Değil, Çözüm Gösterilmeli

120 bini aşkın nüfusa sahip bir ilçede zaman zaman yaşanabilecek olumsuzluklar, tüm ilçeyi temsil etmemelidir. Her ailede bile tartışmalar olurken, Nusaybin gibi büyük bir ilçede bazı sorunların yaşanması da doğaldır. Ancak bu sorunları sürekli öne çıkararak güzellikleri gölgelemek, gelişimin önüne set çekmektir.

Nusaybin artık sadece tarihiyle değil, aynı zamanda güvenli yaşam alanlarıyla, sosyal bütünlüğüyle ve güçlü toplumsal yapısıyla da varlığını sürdürmektedir.

Son Söz: Geçmişle Değil Gelecekle Anılalım

Gelin, hep bereber bugünü ve geleceği daha görünür hale getirelim. Mor Yakup, Zeynel Abidin ve diğer tarihi değerler dünya tarafından zaten biliniyor. Artık onları içinde barındıran Nusaybin’in güvenli, modern ve yaşanabilir bir yer olduğunu gösterme zamanı.

Sosyal medyada paylaşılan her güzellik, Nusaybin için bir yatırımdır. İlgi ve kalkınma da zaten kendiliğinden gelecektir.