Oyunlar Sanal, Tehditler Gerçek: Mavi Balina Oyununun Karanlık Yüzü ve Gençler Üzerindeki Tehlikeleri
Mavi Balina oyununun gençler üzerindeki tehlikelerini, sanal tehditlerin gerçek sonuçlarını ve toplumu bu tehditlerden korumak için alınması gereken önlemleri keşfedin. İslam’ın ışığında doğruyu ayırt etmenin önemi vurgulanıyor.

Oyunlar Sanal, Tehditler Gerçek: Mavi Balina Oyununun Tehlikeleri
23 Kasım 2015 tarihinde Rusya’da yaşayan Rina Palenkova adlı genç bir kız, kafasını tren raylarının üzerine koyar. Trenin kızın kafasını gövdesinden koparması sebebiyle genç kız oracıkta can verir. Yapılan araştırmalarda, kızın Mavi Balina (adını balinaların kendini karaya vurup toplu intiharından aldığı varsayılmaktadır) adlı oyunu oynadığı ve ölümünün de bu oyunun talimatlarını yerine getirmeye çalışırken meydana geldiği açığa çıkar.
Rusya’da intihar eden gençlerin sebeplerini araştıran gazeteci Galina Mursalieva, çok sayıda genç ve ergenin bu oyunu oynarken intihar ettiğini ortaya koyar. Bu oyunu oynayanlar “küratör” olarak adlandırılmakta, oyunculara 50 günde tamamlanacak 50 farklı görev verilmekte ve son gün kendilerini öldürmeleri istenmektedir.
Mavi Balina Oyununun Çalışma Sistemi
Oyun; aile içi iletişimi zayıf, yaşam amacı olmayan gençleri hedef almaktadır. Mavi Balina, telefona ya da bilgisayara indirilen bir uygulama değildir. Oyun; WhatsApp, Facebook, Twitter ve e-posta üzerinden gelen linkler aracılığıyla yönetici yönlendirmesiyle oynanır. Bu linkler sayesinde, yönetici, oyuncunun cihazındaki kişisel bilgilere ulaşabilir.
Linkler genellikle gece 02.00–05.00 saatleri arasında gönderilir. Böylece gençler ebeveyn denetiminden uzak bir zamanda yönlendirilebilir hale gelir. Oyunun kurucusu Rus psikolog Philipp Budeikin, 2016 yılında gençleri intihara sürüklemek suçlamasıyla tutuklanır ve suçunu kabul eder. Budeikin, ifadesinde toplumda “biyolojik atık” olarak gördüğü insanları bu şekilde “temizlediğini” iddia eder.
Sorgulamayan Zihinlerin Tehlikesi
Budeikin’in tespitleri kısmen doğrudur. İnsan, düşünen, sorgulayan, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurabilen bir varlıktır. Değer ölçülerine sahip olmayan, körü körüne bağlanan bireyler kolayca manipüle edilir.
Okudukları veya duydukları bilgilerin doğruluğunu sorgulamayan, her bilgiyi araştırmadan kabul eden bu kişiler, kitle iletişim araçları üzerinden kolaylıkla yönlendirilebilir.
İşte bu yüzden, insanların değer ölçütleri olmalı, olayları bağımsız değerlendirme kabiliyetleri geliştirilmelidir. Her birey, olayları Kuran ve sünnet süzgecinden geçirerek değerlendirmelidir.
Kur’an-ı Kerim ve Akletmenin Önemi
Kur’an-ı Kerim, insanları akletmeye, düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eden onlarca ayeti kerimeyle doludur. (Bakara/44, Bakara/73, Bakara/75, vb.) Allah, peygamberleri vasıtasıyla insanları akıllarını kullanmaya davet etmiştir.
Bu sebeple, hayatımızı Kuran ve sünnete göre şekillendirmeli, hangi kaynaktan gelirse gelsin yanlış olanı reddetmeli, doğrulara sarılmalıyız.
Bu sağlam duruş, değişen dünya şartlarında da bizi manipülasyonlardan koruyacak, dosdoğru yolda ilerlememizi sağlayacaktır.
Ailelere Öneriler
Uzmanlara göre, gençleri bu tür sanal tehditlerden koruyabilmek için:
• Aile içi iletişim güçlendirilmelidir.
• Çocuklarla sağlıklı sohbet ortamları kurulmalıdır.
• Gece geç saatlerde internet kullanımı sınırlandırılmalıdır.
• Telefon ve bilgisayar kullanımı ortak alanlarda yapılmalıdır.
• Çocukların yalnızken internete erişimi kısıtlanmalıdır.
Bu önlemler, gençlerin sanal dünyanın karanlık oyunlarına karşı daha dirençli olmalarını sağlayacaktır.
2 Yorum
Sehmus Biltekin
27.04.2025 20:44:15
Tebrik ediyorum hocam güzel konuya temas etmişsiniz hakikaten, bu oyunlar çocuklarımız olumsuz etkiliyor tüm ailelerin bu konuda bilinç sahibi olması lazım.
ABDULSELAM AYDIN
27.04.2025 18:09:04
Değerli hocam, Çok kıymetli bir yazı olmuş, kaleminize sağlık. Özellikle gençlerin sorgulama becerilerini geliştirmeleri gerektiğine vurgu yapmanız çok değerli. Günümüzde sanal tehditler, görünmeyen ama etkisi gerçek olan tehlikeler arasında yer alıyor. Bu tür oyunların nasıl gençleri hedef aldığı ve onları yalnızlık, değersizlik duygularıyla nasıl tuzağa düşürdüğü maalesef çoğu zaman göz ardı ediliyor. Ailelere yönelik sunduğunuz öneriler de oldukça yerinde. Unutulmamalı ki, sağlam bir aile iletişimi ve dini-manevi değerlerle beslenen bir bilinç, gençlerimizi bu karanlık tuzaklardan korumada en büyük gücümüzdür. Böyle önemli konuları gündeme taşıdığınız için teşekkür ederim.