SORUMLULUK TAŞINMAZ KAZANILIR
Zorla kaldırılan çocuk, kendi hayatına uyanamaz! Bu yazı ezberleri bozuyor: Sorumluluk taşınarak değil, yaşanarak öğrenilir. Başarı; zeka değil, irade ve emeğin ürünüdür. Ebeveynlik yön vermek değil, çocuğun yön bulmasına ışık tutmaktır. Çocuğunuzun arkasında değil, yanında yürüyün!

SORUMLULUK TAŞINMAZ, KAZANILIR
Bir sabah düşünün…
Saat çalıyor ama çocuk hâlâ uykuda. O sırada anne ya da baba odasına giriyor, ses tonunu ayarlayarak çocuğu uyandırıyor. Kahvaltı hazırlanmış, çanta çoktan düzenlenmiş. “Dersin var, hadi geç kalacaksın” uyarısıyla telaş başlıyor. Gün başlıyor ama çocuk kendiyle değil, yönlendirmelerle…
Peki bu tablo bize neyi anlatıyor?
Görünürde bir düzen var; ama bu düzenin sahibi kim? Çocuk mu, ebeveyn mi? Aslında burada bir illüzyon var: Yapılması gerekenler yapılıyor ama çocuk öğrenmiyor, sadece uygulanıyor. Çünkü sorumluluk taşınarak değil, yaşanarak gelişir.
EĞİTİMİN ÖZÜ: FARKINDALIK VE İÇ MOTİVASYON
Sorumluluk; hazır bulmak değil, emekle inşa etmektir.
Çocuğun kendi çantasını hazırlaması, kendi sabahına uyanması, kendi hedefleri için masaya oturması, gelişimin en temel adımıdır. Zorlama ile değil, farkındalıkla şekillenen bu süreç, onun hayata karşı duruşunu belirler.
Eğitim sadece bilgi yüklemek değildir.
Bir öğretmenin ya da bir ebeveynin görevi, sadece yön vermek, kurallar koymak olmamalı. Asıl görev, çocuğun iç pusulasını keşfetmesine yardımcı olmaktır. Yani ona doğru soruları sorarak, düşünmeye ve anlamaya yönlendirmektir. “Neden çalışmalıyım?”, “Bu bilgi hayatımda ne işe yarayacak?”, “Kendime nasıl bir gelecek inşa etmek istiyorum?” gibi sorularla, çocuğun kendi yolunu keşfetmesine alan açmak gerekir.
Unutmayalım, iç motivasyon dış etkiden güçlüdür.
Bir sınavı kazanmak, sadece zekâ ile ilgili değildir. Hatta çoğu zaman başarı, düzenli çalışmanın ve sabrın meyvesidir. Ders çalışmak, bir ilham anı beklemekten çok, disiplini ve kararlılığı gerektirir. Zorla da olsa masaya oturmak, zamanla alışkanlık haline gelir. Ve her alışkanlık, karakteri inşa eder.
REHBERLİK: YÜKÜ ALMAK DEĞİL, YOLDAŞLIK ETMEK
Rehber olmak, çocuğun yükünü taşımak değildir. Onunla birlikte yürümek, onunla birlikte düşmek, kalkmak ve yeniden denemektir. Ona “başarabilirsin” demek değil, “denemek değerlidir” diyebilmektir. Çünkü gerçek başarı, sadece sonuca ulaşmak değil, o yolculukta kim olduğunu anlamaktır.
İslam geleneğinde de sorumluluk bilinci, bireyin en temel görevlerinden biri olarak tanımlanır. Kur’an’da “Hiç kimse bir başkasının yükünü yüklenmez” (En’âm 164) buyrulur. Bu ayet, çocuğun sorumluluklarını onun yerine üstlenmenin, onun gelişimini engelleyeceğini açıkça ifade eder.
Son Söz
Çocuğunuzun hayatına karışmak yerine, hayatına eşlik edin. Onun yerine koşmak yerine, birlikte yürümeyi tercih edin. Sınavı kazandırmak değil, sınavla baş etmeyi öğretin. Çünkü eğitim, yön vermek değil; yön bulmayı öğretmektir.
Ve unutmayın:
Başarı, zeki olanın değil; istikrarlı olanın yol arkadaşıdır.
Emek, hiçbir zaman karşılıksız kalmaz.
Sabır, her şeyin öğretmenidir.
Yazar: ABDULSELAM AYDIN
38 Yorum
Meryem Akıncı
29.05.2025 00:15:56
Adam yoldaşlık etmekten bahsetmiş bızim herif heyvan gibi depikliyur
Sultane Bakır
28.05.2025 08:15:25
Bir Anne olarak çok beğendim Allah sizden razı olsun
Muhammed erdoğmak
27.05.2025 17:12:43
Yazınızı okurken sadece kelimelere değil, o kelimelerin taşıdığı derin farkındalığa da hayran kaldım. Sorumluluk gibi hayatın merkezinde duran bir kavramı böylesine sade ama aynı zamanda sarsıcı bir şekilde anlatabilmek, gerçek bir bilgelik işidir. Bir çocuğun çantasını hazırlamak değil, onu hayata hazırlamak gerekir fikri yazının adeta omurgası olmuş. Bu satırlarda, modern ebeveynliğin açmazlarını değil, çıkış yollarını gösteriyorsunuz. Ezberleri bozan, zihinlere ayna tutan bu metin; sadece eğitimi değil, insan yetiştirmenin özünü hatırlatıyor. En çok da şu satırlar yüreğime dokundu: “Başarı, zeki olanın değil; istikrarlı olanın yol arkadaşıdır.” Bu ifade, günümüzün hız çağında unutulan en kıymetli hakikati yeniden kulağımıza fısıldıyor. Kaleminizin gücü, fikrinizin berraklığıyla birleşmiş hocam. Düşündüren, sarsan ve harekete geçiren bu yazınız için minnettarım. Daha nice kalplere nice insanlara ulaşması dileğiyle… Saygı değer Abdusselam aydın sağlıcakla kalın Allah’ın emanetinde olun.
Av. Muhammed Aktaş
27.05.2025 17:04:48
Her köşe yazılarınızda farklı önemli konuları ele alıyorsunuz bu bilgilendirici yazılarınız sayesinde çevremizdeki insanlar umarım faydalanır bir veli olarak teşekkür ederim
Xelil Bozdemır
27.05.2025 14:46:40
Kuro bu yazar buralıyım demiştır ama boş boşuna yazmiştır Bızım çucıkler sopalık bunlar işlemez doğri terlaya inşeata senayiye başkada akılanmezlar Bızımkilerin diilinden anlayan biri yazsın bunlar gerçek işe sıfır yeramez.
Hiranur Ersoy
26.05.2025 20:01:38
Okuduğum bu köşe yazısı ele aldığı konuyu ayrıntısıyla her detayına değindiği için ve ebeveynlerimize ithafen büyük bir yol göstergesi şeklinde ve bize katkısı büyük olduğu için okuduktan sonra söylemeden geçemiyceğim bazı şeyler hocamızdan da esinlenerek sesini duyurmasina yardımcı olmak amacıyla ... Hayat, bize doğduğumuz andan itibaren çeşitli roller yükler. Evlat oluruz, öğrenci oluruz, çalışan, eş, ebeveyn… Her rol, beraberinde bir miktar sorumluluk getirir. Ancak bazı insanlar bu sorumlulukları taşırken dimdik durur, bazıları ise altında ezilir. İşte bu farkın temelinde yatan şey, sorumluluğun bir yük değil, kazanılan bir değer olduğudur.(ebeveynlerimizin büyük rolü vardır burda) Sorumluluk, ne bir eşya gibi taşınır ne de bir görev listesine yazılacak kadar basittir. O, insanın karakterinde, duruşunda ve kararlarında kendini gösteren bir erdemdir. Kimseye "Sen artık sorumlusun" diyerek bu niteliği kazandıramazsınız. Sorumluluk, zamanla, yapılan tercihlerle, verilen sözlerin arkasında durmakla, zor anlarda kaçmak yerine çözüm aramakla kazanılır. İş hayatında da böyledir. Hiçbir yönetici, sadece birine kıdemi var diye büyük sorumluluklar vermez. O kişinin istikrarlı çalışmasını, güvenilir duruşunu, kriz anlarındaki soğukkanlılığını görür ve ona güvenmeyi seçer. Sorumluluğun özünde yatan da budur: güven. Hem kendine güven, hem başkalarına güven vermek… Ne yazık ki günümüzde bazı insanlar sorumluluğu bir angarya gibi görüp ondan kaçmanın yollarını ararken, bazıları her işin ucundan tutmakla “en çok yükü ben taşıyorum” diye serzenişte bulunur. Oysa gerçek sorumluluk, görünmek için değil, fayda sağlamak için üstlenilir. Bir çocuğun yetişmesinde, bir toplumun kalkınmasında, bir işin başarıyla yürütülmesinde hep görünmeyen kahramanlar vardır. Onlar, üzerine düşeni layıkıyla yapan, sesi az ama etkisi büyük olan insanlardır. Çünkü bilirler ki sorumluluk, ne alkışla büyür, ne de lafla taşınır. O, karakterde kök salar ve davranışla ortaya çıkar. Unutmayalım: Sorumluluk verilmez, alınır. Taşınmaz; hak edilir. Ve hak edilmeden alınan her yük, bir gün altında kalınan bir enkaza dönüşebilir.
Fatih TUNÇ
26.05.2025 13:50:26
Adam çok güzel demiş: sınavı kazandırmak önemli değil, sınavla baş etmeyi öğret. Vallahi bu lafı çerçeveletip evin girişine asmak lazım. Çünkü bizde çocuk sınavı kazanamazsa, “boşa okuttuk” deniliyo. Ama kimse de demiyo ki, “bu çocuk ne öğrendi, neyle mücadele etti?” Hayat zaten baştan sona mücadele. Sınav geçer ama o süreçte kazandıkların kalır. Onun için süreci öğretmek daha kıymetli.
Rıdvan İlhan
26.05.2025 13:46:25
Burada bunlar sökmez hepsi çirok u cıwanoktır. Ankere de İzmir’de olur hama burda hikaye anlatma yorme boşunadır
Helbest TAŞ
26.05.2025 13:41:20
Kur’an’daki ayet tam on numara oturmuş bu konuya. “Kimse kimsenin yükünü taşımaz” diyo ya, işte aynen öyle. Bizim oralarda çocuğun yerine ödev yapmak, sınav stresi çekmek alışkanlık olmuş. Ama bu yazı diyo ki, bırak biraz kendi çabalasın. Yoksa sen ömür boyu onun sırtına destek olamazsın. Bir de büyüyünce sana da kızar. “Niye ben öğrenmedim zamanında” der.
Gerbi Alkan
26.05.2025 13:33:10
Bizim buralarda çocuklar genelde “baba derse yolladı”, “anne kızdı diye çalıştım” der. Ama bu yazıda deniliyo ki, çocuk kendi kendine sorsun: “ben niye okuyorum?”, “bu bana ne katacak?” Yani kendi yolunu kendi bulsun. Vallahi doğru. Hep önünü açmak değil, bi azıcık da geri durup çocuğa alan bırakmak gerek. Bi bak, belki senden daha iyi yolu bulur.
Hasan Oruç
26.05.2025 13:28:23
Bize göre zeki çocuk çabuk öğrenen, ama bu yazıda denilmiş ki yok öyle tek zeka işi. Disiplin, sabır, her gün aynı masaya oturmak, bunlar daha kıymetliymiş. Hani bizde derler, “zorla güzellik olmaz” ama bazen olur ha. Zorla da olsa oturtursun o masaya, sonra bakarsın kendi gidip oturuyo. Alışkanlık olmuş. Bizim Nusaybin de derler, “alışan eşek yükten korkmaz.” Aynen öyle bi şey.
Rojda Alp
26.05.2025 12:44:57
Valla bu yazı tam da bizim buraların çocuk büyütme işine ters. Hep bi “ben diyim, o yapsın”, “ben gösterim, o öyle yapsın” anlayışı var. Ama adam ne güzel demiş, sen çocuğun önüne geçme, yanında yürü. Rehber ol, emîr verme. Hani bizim oralarda denir ya, “çocuk kendi aklıyla yansın biraz”, aynen öyle. Bi sorular sormak var ya, o çocuğu açar, düşündürür. Yoksa kafasına vurup ders ezberletmekle olmîyo.
Selma Acat
26.05.2025 00:33:16
Anne ve baba olarak bizim en büyük hatamız çocuklarımızın önlerine herşeyi biz sunduk.Bizim çocuklarımız hep hazıra kondu çantalarına kadar biz hazırladık.Evet gerçekten bu zamanın çocukları çok zeki ama sorumluluk yok istikrar yok sorumluluk taşınarak değil yaşanarak öğrenilir.Başari zeki olanın değil istikrarlı olanın yol arkadaşıdir ????çok teşekkür ederiz hocam yüreğinize sağlık ????
Serdar Aslan
25.05.2025 09:19:45
Çok güzel tespit. Bunun yollarını bulmak lazım. Eğitimcilerin bunu örnekleri ile anlatmaları gerekiyor. Emeğine sağlık, Hocam.
Mahmut Öğ
25.05.2025 07:17:12
"Sorumluluk taşınmaz, kazanılır" başlıklı anlamlı yazısıyla bizlere değerli bir bakış açısı kazandıran size teşekkür ederiz. Bu yazı, sorumluluğun sadece verilmediğini, emek ve bilinçle hak edilmesi gerektiğini hatırlatarak hem öğrencilerimize hem de velilerimize önemli bir mesaj vermiştir.Teşekürler hocam.
Burcu Aydın
25.05.2025 00:30:01
Sorumluluklarını almayan, sorumluluklarını bilmeyen çocuklar, modern çağın en tehlikeli sorunlarından.Bir davranış kazandırma, sorumluluk verme, yapılması gereken bir şeyi öğretmede öncelikle çocuk bilgilendirilmelidir. Ben yaptım oldu, anne baba her şeyi bilir, bu böyle olacak yerine istenen şeyin nedenleri hakkında bilgi verilmeli, buna niye ihtiyaç duyulduğu anlatılmalıdır. Ne için yapılması gerektiğini anlamayan çocuk kuralları içselleştirmeyecek, sorumluluklarını yerine getirmeyecektir.Küçük yaşlardan itibaren çocuklarınızı adam yerine koymalı ve onlara seçme hakkı tanımalıyız. Seçme şansı tanınan, kararlarına saygı gösterilen çocukların kişilik gelişimleri daha sağlıklı olacak, kendilerini daha iyi tanıyacaklardır. Bu sayede karar verebilme yetileri gelişecektir.Sorumluluk taşınmaz kazandırılır.!!!
Hayrettin ÖZTÜRK
24.05.2025 21:48:52
Değerli ve duyarlı hocam ALLAH razı olsun
Abdussamed Tayfur
24.05.2025 20:22:49
BAREKALLAH
Abdullah ceba
24.05.2025 19:23:20
Değerli hocam Liyakatın ne denli önemli olduğunu bu yazınızla bir kez daha herkesin anlayacağı dilden Tane tane anlatmışsınız. Müthiş tespitler bunlar ????abartısız söylüyorum milli eğitim müdürü olmalısınız.tebrik ediyorum
Ahmet Tunç
24.05.2025 18:05:51
Eğitimin kangren olmuş yerini çok güzel ifade ettiniz. Kaleminiz tükenmesin.
Ayşe Gül Avcı
24.05.2025 17:14:35
Kıymetli hocam ne güzel ifade etmişsiniz , kaleminize sağlık .
Metin Bilgiç
24.05.2025 15:44:17
Hayırlı olsun kıymetli hocam,dilinize,gönlünüze kaleminize sağlık ????????????
Selim tek
24.05.2025 15:13:51
Keleminize , yüreğinize sağlık kıymetli hocam
Zuhal
24.05.2025 14:54:15
Bu yazı o kadar değerliki aslında gerçekten herkesin okuması ve anlaması gereken bir konu bir de bu kadar güzel kaleme alınmış olması ne güzel ellerinize sağlık hocam.
Fatih
24.05.2025 13:36:05
Bir öğrencinin en büyük şansı, iyi bir öğretmene denk gelebilmesidir.
Adnan Ayaz
24.05.2025 13:35:07
“Eğitim sadece bilgi yüklemek değildir.” Ne kadar doğru! Asıl mesele, çocuğun iç pusulasını keşfetmesine yardımcı olabilmek. Hissemi aldım kaleminize sağlık Teşekkürler
Fatih
24.05.2025 13:31:41
Bir hayali olmalı, bir hayali öğrencinin veya insanın. Uğrunda koşacağı, yolunda terleyip yorulacagi bir hayali. Aksi takdirde bugün kendini yorup ders çalışmayan yada bir meslek öğrenmeyen bir öğrenciyi yarın hayat çok acımasızca ezer. "Zira bugün bedel ödememenin bedelini bir ömür pişmanlık duyarak ödersiniz"
Bayram Akan
24.05.2025 13:28:25
Beni de Yazıdaki “Çocuğun kendi sabahına uyanması” vurgusu düşündürdü. Her sabah çocuklar için her şeyi biz yaparken acaba onları mı eksiltiyoruz?
Leyla ENSARİ
24.05.2025 13:22:54
İç motivasyon dış etkiden güçlüdür cümlesi kalbime dokundu.Bende Bir Anne olarak Zorla değil, farkındalıkla büyüyen bir çocuğun geleceği çok daha sağlam olur diyorum.
Merve Doğan
24.05.2025 13:11:37
Hocam, yazınızı dikkatle okudum. “Sorumluluk taşınmaz, kazanılır” yaklaşımınız çok yerinde. Özellikle sorumluluğun zamanla, deneyimle ve bilinçle şekillendiğini vurgulamanız beni düşündürdü. Gençlerin bu sürece nasıl dahil olabileceğine dair verdiğiniz örnekler de oldukça anlamlıydı. Kaleminize yüreğinize sağlık hocam.
Esra KIZMAZ
24.05.2025 13:00:43
Rehber olmak, çocuğun yükünü taşımak değil ha. Bu laf benim içün çok değerlidir. Çoluk çocuğa yön vermek değil, onlara yol arkadaşlığı etmek lazım, bunu unutmayalım. Bir anne olaraktan hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.
Eylem Demir
24.05.2025 12:43:36
Sorumluluk taşınmaz, kazanılır” sözü her şeyi özetliyor. Gerçekten de çocuklara yaptığımız iyilik gibi görünen müdahaleler, aslında onların gelişimine ket vurabiliyor. Bravo
Ümre Engin
24.05.2025 12:41:54
"Bu değerli yazınız, sadece bir makale değil; aynı zamanda sorumluluğun ne demek olduğunu yeniden düşünmemize vesile olan bir farkındalık metni olmuş. Özellikle, sorumluluğun zorla yüklenemeyeceğini, ancak içten bir bilinçle kazanılabileceğini anlatan yaklaşımınız çok etkileyici.Eğitimi sadece bilgi aktarmakla sınırlamayıp, bireyin karakter gelişimine de ışık tutmanız, sizdeki öğretmenlik ruhunu çok güzel yansıtıyor. Kaleminize, yüreğinize sağlık hocam.
Süleyman Akarsu
24.05.2025 11:46:54
Yüreğine sağlık
Aycan Kurkmaz
24.05.2025 11:43:29
Değerli hocam bu yazı sadece bir makale değil; aynı zamanda bir farkındalık manifestosu niteliğinde. Çocuğa yük taşımayı değil, birlikte yürümeyi öğütleyen bakış açınız, günümüz eğitim anlayışına ışık tutuyor. Her satırında derin bir içgörü, samimi bir rehberlik ve gerçek bir hayat tecrübesi vardı. Böylesine önemli bir konuyu bu kadar yalın, etkili ve düşündürücü bir şekilde ele aldığınız için çok teşekkürler. Kaleminize, yüreğinize sağlık.
Selman AYDIN
24.05.2025 10:54:34
Sorumluluk kazandırmanın en uygun olduğu belli bir yaş yoktur, ama çocuğun kendi başına bir işi yapmaya istekli ve hazır olduğu zamanlar vardır, bu zamanlarda ona gerekli imkânlar hazırlanmalıdır. Okulda, eğitimciler tarafından sınıf içinde ve öz bakım ihtiyaçları sırasında yaş ve gelişim düzeyine göre fırsat tanınan çocuklar sorumluluk becerisini hızlı bir şekilde kazanır. Bunun tam olarak yerleşmesi ve kalıcı hale gelmesi için ise evde de benzer şekilde davranılması çok önemlidir. Emeğinize sağlık hocam????♂️
Fesih DEMİR
24.05.2025 10:32:00
Her makalenizde farklı mühim konulara deginmeniz takdire şayan .güzel ve anlamlı yazilariniz sayesinde gençler ve çocuklar faydalanır ve hayatlarında bu bilgileri uygularlar inşallah .tebirkler A.Selam hocam kalemine saglik
Ömer aydn
24.05.2025 10:15:01
Kalemine sağlık hocam