Vergide Adalet: Sosyal Devletin Temel Taşı
Bir ülkede demokrasinin ve adaletin gelişmesinin ilk şartı, adaletli bir vergi sisteminin hâkim kılınmasıdır. Vergi adaleti, kamuoyunda en çok tartışılan kavramlardan biridir. Temel amacı, vergi yükünün bireyler arasında eşit şekilde dağıtılmasını sağlamaktır. Anayasamızın 73. maddesi bu anlayışı açıkça dile getirmektedir: “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.” Vergi politikasının bu doğrultuda kullanılması, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkesinin gereğidir. Toplanan devlet gelirlerinin önemli bir kısmının düşük gelirli grupların faydalanabileceği sosyal hizmetlerde kullanılması, toplumun her kesimine insan onuruna yakışır bir yaşam seviyesi sunulmasını hedeflemektedir.

Türkiye’de Vergi Sistemi ve Adalet Sorunu
Türkiye’de vergi sistemi, dolaylı ve dolaysız vergilerden oluşmaktadır. Dolaysız vergilerin vergi gelirleri içindeki payı yaklaşık %36 iken, dolaylı vergiler %64 gibi yüksek bir orana sahiptir.
Dolaylı vergiler, gelir düzeyine bakılmaksızın herkes tarafından ödenir. Bu durum, düşük gelirli bireyler üzerinde orantısız bir vergi yükü oluşturur. Türkiye’de vergi gelirlerinin büyük kısmının dolaylı vergilerden elde edilmesi, vergi adaletinin sağlanmasını zorlaştırmaktadır.
Vergi Adaletinin Araçları
Vergi adaletinin sağlanmasında çeşitli araçlar kullanılmaktadır. Bunlar; en az geçim indirimi, artan oranlı vergilendirme, muafiyetler, istisnalar ve ayırma ilkesi gibi uygulamalardır.
Türkiye’de anayasal düzeyde mali güç ilkesi benimsenmiş olsa da, 2025 yılına kadar olan süreçte bu ilkenin yeterince dikkate alınmadığı görülmektedir. Dolayısıyla Türk vergi sisteminin adaletli olmadığı yönünde ciddi eleştiriler bulunmaktadır.
Türkiye’de Vergi Adaletini Zedeleyen Başlıca Sorunlar
1.Dolaylı Vergilerin Yüksekliği:
Türkiye’de dolaylı vergilerin oranı, birçok gelişmiş ülkeye kıyasla oldukça yüksektir. Bu durum, düşük gelirli bireyler için ağır bir yük anlamına gelmektedir.
2.Kayıt Dışı Ekonomi:
Kayıt dışı ekonomi oldukça yaygındır. Bu durum, vergide eşitliği bozmakta ve vergi gelirlerinde ciddi kayıplara neden olmaktadır.
3.Vergi Kaçakçılığı ve Ayrıcalıklı İstisnalar:
Belirli sektör veya bireylere tanınan istisna ve muafiyetler, gelir dağılımını daha da adaletsiz hale getirebilir.
4.Yetersiz Vergi Denetimi:
Denetimlerin yetersizliği, vergi kaçakçılığının önünü açmakta ve kayıtlı mükelleflerin yükünü artırmaktadır.
Vergi Adaletini Sağlamak İçin Öneriler
•Dolaylı Vergilerin Azaltılması:
Dolaylı vergiler düşürülmeli, dolaysız vergiler artırılmalıdır. Bu adım, vergi yükünün daha adil dağılmasına katkı sağlayacaktır.
•Vergi Tabanının Genişletilmesi:
Daha fazla birey ve işletmenin vergi sistemine dahil edilmesi, gelirlerin artmasına ve adaletin sağlanmasına yardımcı olur.
•Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılması:
Teşvik edici ve caydırıcı tedbirlerle kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilmelidir. Vergi indirimleri ve af uygulamaları stratejik olarak değerlendirilmelidir.
•Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele:
Denetim mekanizmaları güçlendirilmeli, vergi kaçıranlara karşı daha sert önlemler alınmalıdır.
•Vergi İstisnalarının Gözden Geçirilmesi:
Sosyal adaleti sağlamak adına, istisna ve muafiyetler yalnızca düşük gelir gruplarını destekleyecek şekilde yapılandırılmalıdır.
Sonuç: Adil Bir Ekonomik Düzen Mümkün
Türkiye’de vergi adaletinin sağlanması, ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin azaltılması açısından büyük önem taşımaktadır. Dolaylı vergilerin azaltılması, dolaysız vergilerin artırılması, kayıt dışı ekonominin küçültülmesi ve vergi kaçakçılığıyla etkin mücadele, daha adil bir sistemin inşa edilmesine katkı sağlayacaktır. Bu da toplumda daha güçlü bir güven ve sosyal dayanışma ortamı yaratacaktır.
Köşenin Sözü:
“14 yaşındaydım, karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldım, ‘hırsız’ diyerek beni zindana attılar ve orada 6 ay boyunca bana bedava ekmek verdiler. İşte bu, hayatın adaletidir…”
— Victor Hugo
Abdulbaki Akbal
S.M. Mali Müşavir – Bağımsız Denetçi
0 Yorum